⛅ Fazla C Vitamini Düşüğe Neden Olurmu

B12 vitamin eksikliği düşüğe yol açıyor! 16.11.2015 - 16:52 Güncelleme: 17.11.2015 - 08:44 Düşüğün en önemli belirtisi kasık ağrısı ve kan gelmesidir ancak bulantının aniden B12Vitamini: Alyuvar hücrelerinin oluşumunda B12 vitamini kullanıldığı için, bu vitaminin eksikliği oksijen taşıma problemlerine yani pernisiyöz anemiye (kötücül anemi) neden olur. Ayrıca ruh halinde ani değişimlere, paranoyaya, asabiyete, zihin bulanıklığına, bunamaya, halusinayonlara ve manyaya sebep olabilir. Ağıralkol tüketimi demir metabolizmasını etkiler ve eksikliklere yol açar. Kan dolaşımındaki düşük demir seviyeleri, diğer semptomların yanı sıra aşırı yorgunluğa, baş dönmesine ve nefes darlığına neden olan bir durum olan anemi gelişme riskinizi artırabilir. Ağır içme demir seviyenizi artırabilir veya azaltabilir. Çok fazla üşümek bazı vitaminlerin eksikliğinden de kaynaklanabilir. Yetişkinlerde D vitamini ve B12 vitamini eksikliği çok üşümeye neden olabilir. D vitamini eksikliğinin en önemli Son zamanlara kadar, evcil hayvan maması üreticileri için ürünlerinin içeriğinde C Vitamini bulundurmak pek uygulanan bir durum değildi. Bazı durumlarda, C Vitamini, besleyici özelliğinden çok koruyucu olarak mamalara konuluyordu. C Vitamininin etkileri ve faydaları. Vücutta, askorbik asit, bir antioksidan olarak görev yapar. C Vitamini Fazlalığı: Bulantı kusma ve ishale neden olur. Fazla c vitamini alımı böbrektaşı riskini artırabileceği belirtilmektedir. C Vitamini Eksikliği: C vitamini eksikliğinde skorbüt denilen hastalık ortaya çıkar. Dişeti kanamaları ve çürümeler görülür. Universiteye Erzuruma gittiğimden berri saçlarım sürekli dökülüyordu b12 demir ve d vitamini içtim ama durmadı beni de rahatsız etmiyordu çünkü çok çok fazla değildi. Bu yıl saçlarım aşırı dökülüyor elimle dokunuyorum avuç dolusu saç geliyor ve aşırı inceldi ve genel bir dökülme bir bölgede değil çok caresizim. UygulananTedavi Yöntemi. Vücutta bulunan akut veya kronik D vitamini fazlalığı konusunda uygulanan tedavi yöntemleri iki ana guruba ayrılmaktadır: İlaç tedavisi. Hormon Tedavisi. Vücut mekanizmasında D vitamini fazlalığı saptandıktan sonra; alınan ilacın hemen kesilmesi gerekmektedir. Fazla vitamin kullanımı kansere neden olur mu? Kovid-19 salgını sürecinde birçok kişi bağışıklık sistemlerini güçlendirmek için bilinçsizce vitamin kullanmaya başladı. Ancak yanlış ve yüksek dozda vitamin kullanımı vücuda zarar verebilir. si2c. İnsan vücudu C vitamini üretmiyorC vitamini suda eriyen vitaminlerdendir ve vücutta sentezlenmesi ya da depolanması mümkün değildir. Dolayısıyla ancak günlük ek gıda takviyesi ile vücudun ihtiyacı olan miktar karşılanabilir. Bu vitaminin eksikliğinde ise “Skorbüt hastalığı” görülmektedir. Hatta C vitamininin bir diğer adı da Skorbütsüz anlamına gelen Askorbik’tir. Peki, C vitamini vücudumuza girdiği andan itibaren bağışıklık sistemimize nasıl destek sağlıyor? İşte cevabı;*Sonbahar aylarından itibaren başlayan soğuk algınlığı ve grip gibi hastalıkların önlenmesi için gerekli bir vitamindir,*Üst solunum yolları hastalıklarının semptomlarının azalmasına yardımcı olur,*Şeker hastalarının tedavi sürecinde gerekli direnci sağlayarak destek olur,*Bağışıklık sistemini güçlendirdiği için kanser hastalığı başta olmak üzere birçok hastalıkta kalkan görevi görür,*Yüksek tansiyonun düşmesini sağlayarak felç riskini azaltır,*Cilt yüzeyindeki hücreleri yenileyerek yara ya da benzer vakaların iyileşmesine katkı sağlar,*Son olarak sinir sistemindeki hücreleri dengede tutar ve böylelikle kişinin ruhsal hastalıklara yakalanma oranını iyileşen yaralar C vitamini eksikliğine işaret ediyor…Mevsim geçişlerinin de yaşandığı şu günlerde bağışıklık sisteminin hastalıklara karşı zayıf düşmesi uzun süreli sağlık problemlerini de beraberinde getirmektedir. Özellikle de kişi C vitamini bakımından yeterli takviye almıyorsa eksiklik bir takım belirtilerle kendini göstermektedir;*Tükürükte azalan enzimler sonucunda diş etlerinde şişme ve kanama,*C vitamini eksikliğinden kaynaklı cildin kendini yenileyememesi ve morarma/çürüme belirtileri,*Ağız içinde, dudakta, burunda ve yanaklarda aft çıkması,*Sinir hücrelerinin ihtiyacı olan asit miktarının azalması sinirlerde hasara neden olur ve bu durum beyinde komplikasyonların gelişmesine zemin hazırlar,*Kemik ve kaslarda şiddetli ağrı,*Yaraların geç iyileşmesi ve geçmeyen sivilce lekeleri gibi sonuçlar doğurur C vitamini ne kadar ihtiyacı varPeki, vücudumuzun ihtiyacı olan ve günlük alınması gereken C vitamini miktarını ne kadar biliyoruz…Bebeklerde;-0-6 ay günde 40 miligram,-7-12 ay günde 50 miligram,Çocuklarda;-1-3 yaş günde 15 miligram,-4-8 yaş günde 25 miligram,-9-13 yaş günde 45 miligram,Gençlerde;-14-18 yaş 65 miligram,Yetişkinler;-19 ve üzerindeki yetişkinler günlük 90 miligram C vitamini tüketmesi hamile kadınlar ve herhangi bir cerrahi operasyon geçirmiş bireylerde ihtiyaç duyulan C vitamini miktarı çok daha vitamini deposu besinler; azı karar, çoğu zararC vitamini besinlerde bulunan bir vitamin türü olduğu için bu vitaminler tüketilerek gerekli vitamin takviyesi sağlanabilir. Özellikle portakal, kırmızıbiber, kivi, limon, mandalina, yeşilbiber, kuşburnu ve kırmızı lahana C vitamini açısından oldukça zengin gıdalardır. Bunların dışında; çilek, brokoli, bezelye, üzüm ve tere de yine C vitamini ihtiyacınızı karşılayabilecek gıdalar arasındadır. Ayrıca günde içeceğiniz 2 bardak portakal suyuyla ya da bir tane orta boy kiviyle de günlük C vitamini ihtiyacınızı karşılamanız mümkün. C vitaminin ısı, ışık ve oksijene karşı hassas olduğu unutulmamalıdır. Pişirmeyle C vitamini yaklaşık %30 ile %40 arası bir kayba uğrar. Dolayısıyla besinlerin daha çok çiğ tüketilmesi önerilmektedir. Pişirilmesi gereken besinlerin ise buharda ya da az pişirilerek vitamin kaybını minimuma düşürmek mümkündür. Vücutta oldukça önemli görevleri bulunan, bağışıklık sistemini harekete geçiren C vitaminin eksik oranda alınması kadar fazla oranda alınması da ciddi sağlık sorunlarına sebep olabilmektedir. C Vitamini Fazlalığı C vitamini içeren gıdalar veya tıbbi ilaçlar çeşitli viral rahatsızlıklar karşısında bağışıklık sistemini geliştirmek amacıyla yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu önemli element vücut mekanizmasında birçok oksidasyon işlemine aktif bir şekilde katıldıkları için sağlık bakımından büyük önemleri bulunmaktadır. C Vitamin Fazlalığı C vitamini vücut mekanizmasında bazı durumlarda gereğinden fazla oranda bulunabilmektedir. Vücuttaki c vitaminin fazlalığının nedenlerini şu şekilde sıralayabiliriz İnsanlar kış aylarında veya ilkbahara girerken kendilerini korumak ve bağışıklık sistemini arttırmak için aşırı oranda c vitamini takviyesi alabilmektedirler. Asorbik asitlerin harici kullanımıyla birlikte, bu element içeren besinler yenilirken, mekanizmanın günlük dozajı aşılabilmektedir. Doz aşımının engellenmesi için insanların bu elementin kullanılmasında günlük olarak almaları gereken oranları bilmeleri gerekmektedir. Asorbik asit içeren ilaçların terapötik amaçla kullanımı sırasında aşırı doz alınması hipervitaminoza sebep olmaktadır. Vücut mekanizmasında C vitaminin fazla olması, insan sağlığı bakımından oldukça önemli olan bir tehlikeyi temsil etmekte olan birçok yan etkiye neden olabilmektedir. Uzmanlara göre, yetişkin bir insanın alması gereken maksimum günlük dozaj doksan miligramdan fazla olmamalıdır. Aksi durumda ciddi sağlık sorunlarının oluşmasına zemin hazırlayabilmektedir. C vitamininin aşırı alınması mide ortamının asitliği arttırmaktadır. Bu sebeple aspirin, indometasin, rezerpin gibi ilaçların kullanılması mukozaların tahrişine sebep olabileceğinden kullanılması önerilmez. Aşırı alınan c vitamini gastrit, mide ülseri veya pankreasta alevlenmeye sebep olabilmektedir. C vitaminin fazla oranda alınması idrarın asitliğini arttırmaktadır. Aşırı dozu böbreklerde taş oluşumunu hızlandırır. Askorbik, vücuda fazladan girerek, B12 vitamini yok edebilir. Buna karşılık, vücutta bu maddenin eksikliği anemi ve nörolojik bozuklukların baş ağrısı, uykusuzluk ortaya çıkmasına yol açar. Vitamin komplekslerinin veya bazı elementlerin içeriğine sahip ürünlerin aşırı miktarda alınması vücudun aşırı doymasına yol açarak, bir takım sağlık sorunlarına neden olur. Vücutta C vitaminin fazla olmasının en yaygın şekilde gözlemlenen belirtilerini şu şekilde sıralayabiliriz Vücut mekanizmasında asorbik asidin fazla oranda bulunması; baş dönmesi ve mide bulantısıyla kendini göstermeye başlar Karın bölgesinde kramplar oluşur Aşırı miktarda kusma olayı yaşanır. Vücut mekanizmasında hipetrvitaminozis durumunda, normal fizyolojik süreçler ihlal edilmeye başlar Safra kesesi ve böbreklerde sorunlar meydana gelir Böbreklerde ve safra kesesinde taşlar oluşmaya başlar Kalp rahatsızlıkları ortaya çıkar Mide ekşimeleri ve mide ağrısıyla birlikte sindirim sisteminde bozukluklar oluşur. Uykusuzluk ve sürekli yorgunluk durumu ortaya çıkar Kandaki oksidatıf süreçlerinde artışlar meydana gelir. Buna bağlı olarak beyaz kan hücreleri zarar görür Kadınlarda adet düzensizlikleri oluşabilir Onkolojik rahatsızlıkların oluşma riski artış gösterir Alerjik reaksiyonlar başlar Sık bir şekilde idrara çıkma Kanda bulunan şeker konsantrasyonunda azalma oluşması Cilt yüzeyinde tahrişler oluşur. Zararları Günümüzde çok çeşitli olarak vitamin uygulamaları bulunmaktadır. Bu vitaminlerin dozajları kolay ayarlanabilir. Koruyucu katkı veya boya içermedikleri gibi suda çözünebilir, kolay bir şekilde sindirilir, fazla olması halindeyse idrar yardımıyla vücuttan kolay bir şekilde atılabilir. Genel olarak böbrek ve safra taşı oluşumu için müsait bir bünyeye sahip olan bir millet olduğumuzdan Fazla olarak alınan c vitaminleri birkaç ke böbreklerden geçmesi halinde oksalik asit tuzlarının konsantrasyonda artış görülmesine sebep olabilmektedir. Fakat bunun yanı sıra sentetik ilaçların kullanımları bazı durumlarda ciddi sonuçların doğmasına sebep olabilmektedir. C vitamininin fazla oranda olması bir takım yan etkilere ve komplikasyonlara neden olabilmektedir. Bu nedenler gerekli vitamin ve minerallerin vücuda takviye edilmesinin en iyi yolu doğal ürünlerin kullanılmasıdır. C vitamini aşırı dozunun belirtileri ortaya çıktığında, ilacı almaktan vazgeçmek ve tıbbi yardım almak için doktora başvurmak gerekmektedir. Asorbik asit karşısında duyarlı olan çocuklarda, önerilen dozlar takip edilmezse, diabetes mellitus gelişebilmektedir. Böyle bir durumda ortaya çıkan hipervitaminozisin etkilerini önlemek için, zaman yitirmeden bir çocuk doktoruna başvurulması gerekmektedir. Aşırı oranda askorbik asit, ciltte birtakım alerjilerin gelişmesine sebep olmaktadır. Kan bileşiminde yer alan lökositler yok olur. C vitamini fazlalıkları zehirlenmelere sebep olabilmektedir. Bu durumun verdiği en önemli zararlardan biri de vasküler trombozların oluşmasıdır. Bu elementin aşırı dozda kullanılması sonucunda, romatizma, kalp kası rahatsızlıkları gibi nörolojik rahatsızlıkların seyrinde hızlanmalar oluşur. Hamilelik sırasında aşırı dozda C vitamininin alınmasının ciddi sonuçları zararları bulunmaktadır. Asorbik asidin fazlalığı fetusta patolojinin gelişmesine yol açar, doğan çocuklarda; yaşamın ilk günlerinden itibaren avitaminoz belirtileri oluşmaktadır. Hamile kadınlarda mevcut semptomlar bir düşükle sonuçlanabilir. C vitamininin aşırı dozunun varlığında metabolik enzimlerin aktivasyonu gerçekleşir. Hamilelik sırasında bu tür değişiklikler meydana gelirse, çocuk bir ricochet scurvy Tüm çiftler kendileri için uygun zamanın geldiğini düşündüğünde bir bebek sahibi olmak isterler. Bu bakımdan gebeliğin gerçekleşebilmesi için öncelikle doğal yoldan korumasız cinsel ilişki ile gebelik denenir, ardından üremeye yardımcı tedavi yöntemleri uygulanarak gebelik elde etmeye çalışılır. Ancak gebelik gerçekleştikten sonra da, bebeğin, anne adayının sağlığı, gebeliğin sorunsuz bir şekilde devam edip etmeyeceği endişesi yaşanır. Gebeliklerin en sık görülen komplikasyonu düşüktür. Düşük olmasının en önemli belirtisi ise kasık ağrısı ve kan gelmesidir. Bunların yanında anne adayının sıklıkla yaşadığı bulantının aniden kesilmesi de akla düşük riskini getirmektedir. Gebelikte düşükten bahsedildiğinde; en sık görülen düşük nedeni, fetüsün gelişimindeki anormalliklerdir. Bu konuda yapılan çalışmalar, düşüklerin birçoğunun kromozom genetik anomalilerine bağlı olduğunu gösteriyor. Aynı şekilde anne-baba adayının yaşı, beslenme, bağışıklık sistemi ve bazı hastalıklar da düşüğü tetikleyen etkenler olarak sıralanabilir. Anne adayında B12 vitamini eksikliği de yüksek oranda düşüklere yol açmaktadır. Gebelik öncesinde çiftlerin sağlıklı beslenmesi; yumurta -sperm kalitesini ve dolayısıyla da döllenmeyi etkilemektedir. Bu bağlamda planlı gebeliklerin 2 – 3 ay öncesinden başlayarak anne ve baba adaylarının Omega-3, folik asit ve B12 vitamin takviyelerine başlaması gebeliğin sağlıklı olması bakımından önem taşır. Düşük nedir? Gebeliklerin 20. haftasından önce ve bebeğin kilosu daha 500 grama ulaşmadan gerçekleşen gebelik kayıplarına düşük denir. Gebelikte düşüğün en önemli sebebi kesinlikle genetik faktörlerdir. Bir gebeliğin daha 20. haftasını doldurmadan önce sonlanması düşüktür. Hamileliğin en sık görülen komplikasyonu olan düşük, tüm gebeliklerde ortalama % 15-40 arasında yaşanmaktadır. Hatta pek çok kadın gebeliğin çok erken dönemlerinde düşük yapar, ancak bunu biraz ağır bir adet kanaması zanneder ve düşük olduğunu fark edemez. Tüm düşüklerin yaklaşık % 75’i 16. gebelik haftasından önce, % 62’si ise 12. gebelik haftasından önce gerçekleşmektedir. Gebelik ilerledikçe, anne karnındaki bebek büyüdükçe gebeliğin düşükle sonlanma riski azalır. Anne adayı ilk düşük yaptıktan sonra tekrar düşük yapma riski % 25, ikinci düşükten sonra % 30 ve onun sonrasında ise bu risk % 40 olur. Gebelikte düşük belirtileri nelerdir? Gebeliklerde düşüğün ilk bulgusu ve anne adayının hemen anlayabileceği ilk belirti vajinal kanamadır. Düşükten kaynaklı kanama açık renkli bir kanama olabileceği gibi vajinal salgılarla karışık koyu kahverengi bir kanama da olabilir. Gebelikte vajinal kanama yaşayan anne adayı vakit kaybetmeden gebeliği takip eden doktora ya da en yakın sağlık kuruluşuna gitmelidir. Ancak anne adaylarının % 70’inde, gebeliğin ilk haftalarında lekelenme şeklinde kanamalar görülebilir. Gebeliğin ilk haftalarında meydana gelen bu lekelenmeler, embriyonun rahme tutunmasının belirtisi olup düşükle ilgili değildir. Fakat lekelenme değil de, daha çok kanama şeklinde olan vajinal kanamaya kasık ağrısı ve krampların eşlik etmesi, düşüğün en önemli göstergelerindendir. Gebeliklerin ilk aylarında vücutta artan progesteron hormonunun bağırsak ve idrar yolları üzerindeki etkilerine bağlı olarak da kasık ağrısı görülebilir. Bu durumda kanama yoksa yine endişeye gerek yoktur. Ancak düzenli aralıklarla gelen ve giderek şiddetlenen kasık ağrısı olması durumunda hemen doktora başvurulmalıdır. Zira uzun süreli kanama ve kramplar genellikle düşükle sonlanmaktadır. Düşüğe sebep olan etkenler nelerdir? Hastalıklar Anne ve baba adayının gebelikten önce var olan hastalıkları ve bunların tedavisinde kullandıkları ilaçlar gebeliğin düşükle sonlanmasına sebep olabilir. Anne adayının üreme yollarıyla ilgili yaşadığı hastalıklar genellikle tedavi edilmiş olsa da sonraki gebeliklerde düşüğe yol açabiliyor. Bu bağlamda diyabet, tiroit bezi hastalıkları, polikistik over sendromu ve yaşanan enfeksiyonlar gebelikte düşük sebebidir. Anne adayının yaşı Gebelik söz konusu olduğunda anne adayının yaşı gebeliğin gerçekleşmesi, sağlıklı bir şekilde devam edebilmesi ve bebeğin sağlığı açısından çok büyük önem taşıyor. Anne yaşı ilerledikçe çiftler, düzenli cinsel ilişkide bulunulmasına rağmen gebelik elde edilene kadar geçen süre uzuyor ve gebeliğin sağlıklı bir şekilde devam etmesi de zorlaşıyor. Anne adayının yaşının düşük riski üzerindeki etkisi 20 yaşın altında; % 20-24 yaşları arasında; % 25-29 yaşları arasında; % 10 30-34 yaşları arasında; % 35-39 yaşları arasında; % 40-44 yaşları arasında; % 44 yaşın üstünde; % Baba adayının yaşı Gebelikte baba adayının yaşı kesinlikle anne adayının yaşı kadar büyük önem göstermemektedir. Ancak 50 yaşın üzerindeki baba adaylarının bebeklerinde genetik anomali görülme ve dolayısıyla bebeğin düşme riski yüksektir. Trombofili Gebelik süresince pıhtılaşma bozuklukları, yani kanın pıhtılaşma eğilimi göstermesi bağlı plasenta sorunları, damar tıkanıklıkları yaşanabilir. Gebelikte trombofili düşüğe sebep olan önemli faktörlerden birisidir. Egzersiz Gebelikte anne adaylarının hem fazla kilo almaması, hem hareket kabiliyetini yitirmemesi hem de gebeliğin sağlıklı devam etmesi için düzenli olarak egzersiz önerilir. Bu bağlamda gebeliğin ilk üç aylık döneminde, gebelik öncesinde yapılan hafif egzersizlere devam edilmesinde sıkıntı yoktur. Ancak anne adayının vücut ısısında yükselmeye neden olacak ağır ve uzun süreli egzersizler kesinlikle gebelik için zararlıdır. Özellikle de gebeliğin ilk haftalarında vajinal kanama yaşayan anne adaylarının egzersiz yapmaları sakıncalıdır. Travma ve stres Gebelik, başlı başına zor bir süreçtir. Anne adayı ruhsal, fiziksel ve psikolojik olarak yıpranır. Ancak bir de bu dönemde ailevi, sosyal, ekonomik bir sorun yaşanması, stresli bir dönem içine girilmesi de gebeliğin düşükle sonuçlanmasına yol açabilir. Cinsel yaşam Normal ilerleyen bir gebelikte çiftin cinsel yaşamının kısıtlanmasına gerek yoktur. Ancak tekrarlayan düşük, vajinal kanama, lekelenme ve kasık ağrısı şikayeti olan anne adaylarının özellikle ilk haftalarda cinsel aktivitelerini sınırlamaları gerekir. Sağlıksız beslenme Gebelik öncesinden başlayarak anne ve baba adaylarının sağlıklı, taze sebze, meyve, kırmızı ve beyaz et odaklı beslenmesi; yumurta ve sperm kalitesini kesinlikle olumlu etkiler. Kaliteli sperm ve yumurtanın döllenmesiyle de sağlıklı embriyolar ve dolayısıyla da sağlıklı bir gebelik ortaya çıkar. Ancak tam tersi olarak sağlıksız hazır gıdalarla beslenen çiftlerin gebeliklerinde sorunlar yaşanır, düşük riski daha fazladır. Özellikle de anne adayının B12 vitamini bakımından yoksun beslenmesi düşüklere yol açar. Bunların yanında gebelik öncesinde anne ve baba adayının, gebelik döneminde ise anne adayının sigara ve alkol kullanımı gebeliğin düşüle sonlanmasına sebep olur. Zayıf bağışıklık sistemi Bağışıklık sistemi, insan vücudunun hastalıklara karşı savunma mekanizmasını oluşturan, kişinin hastalıklara yakalanmasını önleyen bir sistemdir. Gebeliklerde yaşanan düşüklerin sebepleri araştırıldığında pek çok sorunun aslında yeterince çalışmayan, yeterince güçlü olmayan bağışıklık sisteminden kaynaklandığı gözlenmiştir. Hatta bu konuda yapılan çalışmalara göre nedeni açıklanamayan düşüklerin yaklaşık % 60’ının bağışıklık sistemindeki bozukluklardan kaynaklandığı ortaya çıkmıştır. Genetik faktörler Gebeliklerde düşüklerin en önemli nedenlerinden birisi kesinlikle genetik faktörler, özelliklerdir. Kadın, erkek herkesin her hücresinde 46 adet 23 çift kromozom vardır. Bebek bu kromozomların 23 tanesini anneden, 23 tanesini de babadan almaktadır. Bu şekilde 46 kromozom taşıyan bir embriyo oluşmaktadır. Embriyonun oluşumu sırasında ortaya çıkan problemler kromozom sayısında anomalilere yol açar. Bunun dışında embriyonun kromozom sayısı normal olmasına rağmen, kromozomların diziliminde hata bulunabilir. Anne veya baba adayında bu şekilde dizilim sorunu, yani translokasyon olduğunda bu durum anne veya baba adayında herhangi bir sağlık sorununa yol açmazken, döllenme sırasındaki genetik bilgi dağılımında dengesizlik meydana getirebilir. Bu da gebeliğin düşükle sonuçlanmasına sebep olabilir. Vitaminlerin, minerallerin vücudumuz için ne kadar önemli olduğundan hepimiz az çok haberdarız ama aslında onların eksikliğini çektiğimizde vücudumuzda neler oluyor pek de bilmiyoruz. Hatırlayanlar olacaktır, daha önce vücudumuzda D vitamini eksikliği olduğunda neler oluyor ya da B12 vitaminimizin eksik olduğunu nasıl anlarız bir bir anlatmış, vücudumuzun bize vermek istediği önemli ipuçlarını birlikte öğrenmiştik. Bugün de sırada birçok meyve ve sebzede bol miktarda olduğunu bildiğimiz ama vücudumuzda ihtiyacımız kadar var mı yok mu çok da emin olamadığımız C vitamini var. Buyurunuz, C vitamini eksikliği belirtilerini öğrenin, bu önemli belirtilerden birkaçı ya da hepsi sizde de varsa mutlaka doktorunuzun yolunu tutup gerekli ölçümleri yaptırın. Kendinizi sebebini bilmediğiniz bir şekilde sürekli yorgun ve güçsüz hissediyorsanız... C vitamini hem bağışıklık sistemini güçlendiren antioksidan özellikler gösterdiğinden hem de vücuda bolca enerji verdiğinden zinde ve enerjik olmak isteyenlerin mutlaka bolca alması gereken vitaminlerden biri aslında. Hal böyle olunca, vücutta yeteri kadar bulunmaması ve ihtiyacı karşılamaması durumunda da yorgunluk baş gösteriyor. Eğer siz de sebebini bilmediğiniz ve aslında yorulmadığınız bir günde kendinizi çok yorgun, halsiz ve güçsüz hissediyorsanız C vitamini eksikliği yaşıyor olabilirsiniz. "Vücudumun her yanı ağrıyor." cümlesini sık sık kuruyor, gerçekten de her yerinizin ağrıdığını hissediyorsanız... Günlük hayatınız içinde aslında belirli bir rutininiz varsa ve bu rutin eskiden vücudunuzu hiç yormuyorken şimdilerde her yanınızın ağrıdığını hissediyorsanız vücudunuz size bir şeyler anlatmak istiyor olabilir. C vitamini, kas ve kemik sağlığı açısından da mutlaka tüketmemiz gereken vitaminlerin başında geliyor. Doğal olarak eksikliği söz konusu olduğunda önce kas ve eklemler, ardından da kemikler ağrımaya başlayabiliyor. Eğer böyle bir durumdan muzdaripseniz doktorunuzun yolunu tutup gerekli ölçümleri vakit kaybetmeden yaptırabilirsiniz. Çok kolay soğuk algınlığı, grip, nezle gibi rahatsızlıklara yakalanıyorsanız... C vitaminin bağışıklık sistemini güçlendirmedeki etkisini artık bilmeyen kalmadı sanıyoruz. Çocukken grip ve nezle gibi hastalıklar söz konusu olduğunda annemizin elinde portakallar, mandalinalar, limonlu çaylarla peşimizde dolaşması boşa değildi anlayacağınız. İşte tüm bunlar göz önüne alındığında, C vitamini eksikliği söz konusu olduğunda vücudumuzun bize bunu gösterdiği en belirgin yerlerden biri soğuk algınlığına çok daha kolay yakalanmaya başlamamız oluyor. Cildiniz eskiden hiç olmadığı kadar çok kurumaya başladıysa... C vitamini, ciltte kolajen üretilmesini, bu sayede de cildin canlanmasını, parlamasını ve hücrelerin yenilenmesini sağlayan bir vitamin. Vücudumuzda yeterince bulunmadığında da cildin kurumaya başlamasına, bu vitamin eksikliğinin uzun süre devam etmesi durumundaysa cildin pul pul dökülecek kıvama gelmesine neden oluyor. Diş etlerinizde şişkinlikler, renksizlikler ya da kanamalar oluşuyorsa... C vitamini, hem kolojen üretimine katkıda bulunması, hem antioksidan özellikleri hem de hücreler arasında bağ kurulmasına destek olması nedeniyle, diş ve diş eti sağlığı için oldukça önemli bir vitamin. Eksikliği durumunda da bu sorun kendini önce diş etlerinde şişkinlik ya da renksizlik olarak gösteriyor, daha ciddi miktarda bir eksiklik söz konusuysa diş eti kanamaları, dişlerde yaşanabilecek problemler kaçınılmaz oluyor. Siz, siz olun diş eti kanamalarını hafife almayın ve böyle bir sorunla karşılaşırsanız mutlaka diş hekiminize danışın. En ufak bir çarpma sonucu bile cildiniz morarıyorsa... C vitamini, vücudu toksinlerden temizlemeye yardımcı olduğundan kan dolaşımının düzenli ve sağlıklı bir şekilde devam etmesini sağlıyor. C vitamini eksikliği nedeniyle kan dolaşımında oluşan aksaklıklar vücudun en ufak bir darbe karşısında hassaslaşmasına neden olabiliyor. Bunu anlamanın yolu da cildinizin eskiden hiç olmadığı kadar çok lekelenmeye, morarmaya başlaması. Eğer siz de kolunuzu hafifçe kapıya çarptığınızda dahi morarıyorsa ve bu eskiden başınıza gelmeyen bir durumsa mutlaka doktorunuzun yolunu tutun ve gerekli ölçümleri yaptırın. Ufak tefek yaralarınızın bile iyileşmesi uzun sürüyorsa... Aynı şekilde yaralarınız geç iyileşiyorsa, örneğin mutfaktaki küçük bir kaza sonucu oluşan ufak bir bıçak kesiği bile eskiden olduğundan çok daha uzun sürede iyileşiyorsa bu da vitamin eksikliği çektiğinizin bir belirtisi olabilir. Ancak bu durum, sadece C değil D ve K vitaminlerinin eksikliğinde de kendini gösterebilir. Bu nedenle kendinizle ilgili böyle bir gözleminiz varsa mutlaka doktorunuza danışmalı ve gerekli tüm ölçümleri yaptırmalısınız. İstemsizce kilo kaybetmeye başladıysanız... Zayıflamak adına diyet ya da spor yapmadığınız halde, hatta günlük beslenme ve aktivite düzeninizi hiç değiştirmemiş olmanıza rağmen kilo vermeye başladıysanız ve verdiğiniz miktar dikkat çekici ölçüde fazlaysa bu, genel olarak iyiye işaret olarak görülmez. C vitamini eksikliği de dahil olmak üzere birçok sorun kilo vermenize neden olabilir. Böyle bir sorunla karşı karşıyaysanız hiç vakit kaybetmeden alanında uzman doktorlara görünmenizde fayda var, aman diyelim. Saçlarınız eskiden hiç olmadığı kadar çok dökülüyorsa ya da hacmini kaybettiyse ve cılız gözükmeye başladıysa... C vitamini derinin ve saçların sağlıklı olması için gerekli olan vitaminlerin başında geliyor. Eksikliği de doğal olarak tıpkı ciltte oluşan sorunlar gibi hem saç derisinin hem de saçların sağlığını olumsuz etkiliyor. Eğer bildiğiniz başka bir neden yoksa, şampuanınızı bile değiştirmediğiniz halde kepek, saç dökülmesi, saçların zayıflaması gibi sorunlar yaşamaya başladıysanız C vitamini bakımından yüksek yiyecekler tüketerek bir süre gelişmeleri takip edebilir, sorunların devam etmesi durumunda yine uzmanlardan destek almayı deneyebilirsiniz. Sebebini bilmediğiniz burun kanamaları yaşamaya başladıysanız... pregnancyfoodbaby Aniden yaşanan burun kanamalarının en temel sebeplerinden biri vitaminsizlik olabiliyor. C vitamini gibi K vitamini eksikliğinde de kendini gösteren burun kanamaları, daha birçok sorunun habercisi olsa da, eğer bildiğiniz başka hiçbir neden yokken böyle bir sorunla karşılaşırsanız ve bu sorun kendini tekrarlayan bir hal aldıysa mutlaka doktorunuza danışmalısınız. Küçük bir not Eğer ihtiyacınız kadar C vitamini aldığınızı düşünmüyorsanız ya da bu konuyla ilgili doktorunuzla birlikte yiyeceklerden takviye almaya karar verdiyseniz "C vitamini hangi yiyeceklerde bulunur?" başlıklı yazımıza göz atabilirsiniz. Cilt sağlığınız için C vitamininden faydalanmak isterseniz C vitaminli doğal maskeler yazımız da size yardımcı olacaktır, bizden söylemesi.

fazla c vitamini düşüğe neden olurmu